İç mekân tasarımında aydınlatma yalnızca bir ihtiyaç değil doğrudan tasarımı etkileyen, mekânın ruhunu belirleyen kritik bir faktördür. Doğal ışığın mekân içinde ustalıkla kullanılması, yapay aydınlatmaların tasarım sürecine doğru miktar, konum ve zamanda katılması mimarın en güçlü araçlarından biridir. Işığın mekân içindeki rolü estetik, işlevsel, psikolojik ve enerji tüketimi alanlarına doğrudan temas etmektedir.
Tasarım konusu mekânın işlevi doğal ışığın nasıl kullanılacağı konusunda yönlendirici olmaktadır. Dini yapılarda uhrevi etkilerin arayışı söz konusuyken, konut yapılarında uzun süreli ve geniş yüzeylerden sahip olunacak doğal ışık ihtiyacı bulunmaktadır.
Eğitim yapıları, sağlık yapıları, endüstri yapıları, depolar, depolarda ne tür ürünlerin depolandığı dahi mekân için tasarlanacak olan aydınlatmayı, doğal-yapay ışık dengelerini, miktar ve konumlarını etkiler. Doğal ışığın dinamik yapısı, gün içinde azalıp artan, tonu ve gücü, değişen hareketli hali mekân içindeki malzemelerin algılanışları üzerinde de hakimiyet kurar. Ahşap, taş, metal gibi doğal malzemelerin ışığın etkisiyle dokuları, renkleri değişkenlik gösterir ve mekâna katmanlı bir derinlik katar. Mimari tasarımda pencerelerin boyutları, yönleri ve cam türleri, doğal ışığın içeri girmesi için en iyi şekilde optimize edilmelidir. Bununla birlikte, gün ışığını daha verimli kullanabilmek için iç mekanlarda reflektörler, ışık perdeleri ve doğru renk paletleri gibi unsurlar da birer araç olarak kullanılabilmektedir.
Aydınlatma hem malzeme yüzeylerinden elde edilen hem de renk, biçim, miktar ve konum seçimleriyle mekânı deneyimleyen kişilerin psikolojileri üzerinde doğrudan etki oluşturan bir güçtür. Tıp alanındaki araştırmalar, yeterli miktarda doğal ışığa maruz kalan bireylerin daha mutlu, enerjik ve odaklarının daha yüksek olduğunu desteklemektedir. Aydınlık bir ortam, insanın serotonin seviyelerini artırarak ruh halini iyileştirir. Özellikle ofislerde ve çalışma alanlarında doğal ışık, verimliliği artırır, çalışanların konsantrasyonunu ve yaratıcı düşünme becerilerini güçlendirir.
Işık Kilisesi, Tadao Ando, Japonya, Osaka
Ayrıca, doğal ışığın biyolojik saatimiz üzerinde olumlu bir etkisi vardır. Vücudumuz, gün ışığı ile uyumlu şekilde çalışarak uyku düzenimizi ve genel sağlığımızı düzenler. Bu nedenle, iç mekanlarda gün ışığından faydalanmak, daha sağlıklı bir yaşam alanı yaratmanın yanı sıra, uyku kalitesini de etkilemektedir. Ülkemizdeki yapılaşma koşullarını belirleyen yönetmeliklerde, konutların doğal ışık almayan mekanlarında yaşam alanı planlanamayacağı belirtilmektedir. Bir mekân doğrudan gün ışığı ile ilişkilendirilememişse, ıslak hacim veya depo olarak projelendirilmek durumundadır.
Panteon Tapınağı, Agrippa, İtalya, Roma
Cam Ev, Philip Johnson, Amerika, New Canan
Not: Günlük takviye olarak kullanılan D vitaminlerinin akşam saatlerinde kullanılmasının, vücudunun sirkadiyen ritmini olumsuz etkilediğini biliyor muydunuz? Güneşin olmadığı saatlerde bu takviyeyi kullanmak, vücudun gece-gündüz algısında şaşırtıcı bir etki yaratır, uyku sorunlarına sebep olabilir. Bu nedenle D vitaminlerimizi sabah saatlerinde içmeyi unutmuyoruz.
0 Yorum