Aydın Bey, merhaba. Sadece ilimizde değil, başarılarınızla tüm ülkede tanınıyorsunuz. Ancak, Grey okurları için kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

Evet, öncelikle bu güzel röportaj için teşekkür ederim. 1969 İzmir doğumluyum. 1996 yılında ise Eskişehir Devlet Konservatuvarı oyunculuk bölümünden derece ile mezun oldum. 1997 yılında, kurucu genel sanat yönetmenimiz Işıl Kasapoğlu’nun liderliğinde, benim de içinde olduğum 23 sanatçı ve 20 teknik personel eşliğinde, ülkemizin 4. ödenekli, Anadolu’nun ise ilk ödenekli şehir tiyatrosu olarak kuruldu. Oyunculuk, eğitmenlik, yönetmenlik derken şimdi de idarecilik olarak sanat hayatım devam etmekte.

Öncelikle, oyunculuk hikayeniz nasıl başladı ve gelişti?

Oyunculuk hayatım İzmir Devlet Tiyatrosunda kursiyer öğrenci olarak başladı. Sonrasında Eskişehir’de devam eden konservatuvar eğitimi ve 25 yılı aşan bir süredir de Kocaeli Şehir Tiyatrolarında seyirci ile buluşarak devam etmekte, aslında hala öğrenmeye devam ediyorum. Biraz Tiyatromuzdan da bahsetmek isterim.

Evet, önümüzdeki sezon 26. Sezonumuza başlayacağız ve geçirdiğimiz çeyrek asır boyunca 186 farklı oyun, 1.5 milyonun üzerinde seyirci, sayısız turne ve ödülle taçlanan bir tiyatro olduk. Gururla söyleyebilirim ki, Kocaeli seyircisi TÜİK raporlarına göre nüfusa oranla Türkiye’nin en çok tiyatroya giden seyircisi ve tiyatro seyirci sayısıyla da Türkiye’nin İstanbul ve Ankara’nın ardından üçüncü ili. Bu da göstermektedir ki, Kocaeli tiyatrosunu benimsedi, sahip çıktı ve tiyatrosu da Kocaeli’nin sanat beklentisine doğru cevap verdi. Karşılıklı bir uyum ve başarı söz konusu.

1997’de ilk oyunumuz ‘Hamlet’, ülkemizde oynanan, dünyada ise sayılı örneği olan bir üslupla ‘Tam Metin’ olarak sahnelendi ve 6 saat civarında sürdü. Bu iddialı giriş, tiyatromuzun ele aldığı her projede gereken iddianın ortaya konulması konusunda bizlere yol gösterici olmuştur. Yani gerek sahneleyiş üslubuyla, gerek oyunculuklarla, gerekse sunumuyla her projemizin bir iddia barındırdığını söyleyebilirim. Yani en azından, oyunlarımızda yola çıkış mantığımız hep bu düsturda ilerledi ve ilerleyecek.

Bahsetmeden geçemeyeceğim, sahne aldığımız SDKM, bir tiyatro binası olarak ülkemizin sayılı sanat merkezlerinden birisi. Gerek akustiği, gerek sahne ebatı ve teknik donanımı, gerek kulis dizaynı ve konforu, birçok tiyatro binasından iyi durumda. Tabii ki, büyüyen ve gelişen Kocaeli için yeterli değil ve acil olarak Tiyatro Sanatı’nın gerekliliklerine cevap verebilecek bir ya da iki salon daha şehrimize gerekli.

Geçmiş başarılarınızın yanısıra, 2019 yılında Kocaeli Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni olmanız, Kocaeli tiyatro sahnesinin adeta altın çağını yaşamasına neden oldu. Bu başarınızın sırrını neye bağlıyorsunuz?

Sanat Yönetmeni görevine gelmeden önce, oyuncusu olduğum kurumumuzda, zaman zaman duyduğumuz yegane eleştiri, kentten uzak bir tiyatromuzun olduğuydu; bir başka deyişle, ‘Yahya Kaptan Tiyatrosu.' Başkanımızın vizyonu ve isteği doğrultusunda ilk olarak bu durumun değişmesi hususunda çalışmalara başladık. Kentle bütünleşen, toplumun her kesimine hitap eden, seyirci rekorları kıran, sanatı toplum için yapmayı düstur edinmiş, ışıl ışıl bir tiyatro.

Şu anda aylık biletleri satışa sunulduğu anda 15 dakikada tükenen, toplumumuzun tüm kesimlerine hitap eden, klasiğinden komedisine, tarihi oyunlarından, modern seçkilere, roman uyarlamalarından, müzikallere çok çeşitli ve geniş bir repertuvara sahip bir tiyatro olmayı başardık. Artık kentimizin her noktasından seyircimiz var ve hatta gururla söyleyebilirim ki, İstanbul başta olmak üzere, Sakarya, Bursa gibi civar illerden sürekli seyircilerimiz oluştu. Sadece salonda değil, kentimizin öncelikleri doğrultusunda, sokakta, meydanda, seyircimizle iç içe olmayı başarabildik. Bu da Başkanımızın bizleri ne denli doğru yönlendirdiğinin ve de desteklediğinin bir kanıtıdır. Şimdi hedefimiz bu doğrultuda daha çok seyirciye ulaşabilen, seyircisinin çokça dile getirdiği 'Bilet Bulamıyoruz' talebine cevap verebilen bir programa ulaşabilmek. Buradan bir müjdeyi vermek isterim, 25 yıllık tarihimizde ilk defa bu sezon, oyun gün sayımızı arttırarak, Salı gününden Pazar gününe kadar oyunlarımızı seyircimizle buluşturacağız. ‘Yahya Kaptan Tiyatrosu'ndan, 'Bilet Bulunamayan Tiyatroya', sanırım en büyük ve önemli başarı bu oldu.

Geçen yıl sahneye koyduğunuz "Vişne Bahçesi" adlı oyun, başta "En İyi Oyun" olmak üzere üç dalda Afife Jale Ödülü alarak hepimizi gururlandırdı. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Yukarda da bahsettiğim gibi iddialı olmak, bizlerin sanatımızı daha ileriye taşıyabilmemizi sağlayan yegane gücümüzdür. Ben de 4. yılına girdiğim Genel Sanat Yönetmenliği görevimde, bir rekora imza atarak 3 yıl içerisinde 20 farklı oyunla seyircimizi buluşturdum. Macbeth’le başlayan sürecimiz, Otobüs Durağında Üç Bencil, Günün Çorbası, 80 Günde Devri Alem, Vişne Bahçesi, Mesafeli Kabare, Yaramaz Notalar, Evvel Zaman İçinde, Radyo yu Hümayun, Tamamen Doluyuz, Kurtuluş Destanı (15 Temmuz Özel Oyunu), Masal Odası, Kılıçarslan, İstiklalden İstikbale Benim Sesim (15 Temmuz Özel Oyunu), Çöp Atlas, Yoldan Çıkan Oyun, Masanın Altında, Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi, Hayal Perdesi, Son Cephe (15 Temmuz Özel Oyunu) ile devam etmekte. Ve unutulmamalıdır ki bu 3 yıllık görev sürecimin 1.5 yılı pandemi kapanmasıyla, yaklaşık son 6 ayı da 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketinin gölgesinde geçti. Bu durumu şundan önemsiyorum, böylesine yüklü repertuvarın yanında, pandemi döneminde sokakta flash moblar, dijital platformlarda radyo tiyatrosu ve kaydı iyi oyunlarımızın yayını, YouTube üzerinden ülkemizde ilk kez canlı olarak oynadığımız "Şair" oyunumuzun naklen yayını, Ustalarla Yanyana Sezonu diyerek mesafeli oturma düzeninde boş koltuklara kaybettiğimiz tiyatro ve sinema sanatçılarımızın foto bloklarıyla, seyircimizin ilgisini çekebilmek, Deprem Bölgesine giderek 3 ay boyunca her hafta sonu farklı bir çocuk oyunumuzu, oradaki çocuklarla buluşturmak, yine deprem bölgesinde kukla atölyeleri, masal odası ve sinema gösterimleri yapmak gibi sanatımızın tüm gerekliliklerini yerine getirebilmek, Engelliler Haftasına Özel, dünyada bir ilki gerçekleştirerek Kılıçarslan oyunumuzu, hem salonu, hem oyunu tüm engel gruplarının izleyebileceği bir yöntemle sahneleyebilmek, Devlet Tiyatrosu ile ortak bir protokole imza atarak karşılıklı oyun değişimi yapabilmek, bunun yanında da ödüller kazanan, turneler yapan, başta Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali olmak üzere, Adana Uluslararası Tiyatro Festivali, Denizli Uluslararası Tiyatro Festivali gibi birçok Festivalden davet alan ve katılan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden özel davet alan ve gösterim yapan bir tiyatro olabilmek işte bu iddianın bir sonucudur.

Kenti iyi tanımak, yenilikçi ve iddialı olmak ve tabii ki toplumumuzun gündemine uyan, onların bilgisine ve duygusuna katkı sunan, merak uyandıran, tiyatro camiasında zirve yarışında liderliğe oynayan bir repertuvara sahip olabilmek ayrıca başarılı yönetmen ve doğru metinlerle oyuncularımızı buluşturabilmek başarılı olmanın önemli bir yoludur diye düşünüyorum ve de Vişne Bahçesi oyunumuzla bu başarıyı doğru bir yorumla yakaladığımızı düşünüyorum ve de Başkanımızın ilgisi ve desteği sayesinde, bizler de hedeflerimizi büyüterek, çalışmalarımızı kentimizin beklentileri yanında, Türk Tiyatrosunun beklentileriyle de örtüştürme çabası içerisindeyiz. Ve artık Türk Tiyatrosunun zirvesindeyiz. Evet. Tarihimizde ilk kez ‘Vişne Bahçesi’ oyunumuzla, Türk Tiyatrosunun en prestijli ödülü olan ‘Afife Tiyatro Ödülleri’nde 7 Dalda aday gösterilerek (ki daha önce bir adaylığımız bile yoktu) ve en büyük ödül sayılan ‘En İyi Oyun’ ödülünü de alarak, üç dalda Yılın En Başarılısı seçildik. (En İyi Oyun, En İyi Dekor, En İyi Haraket Düzeni). Bu ödülün bizler için bir başka kıymeti 264 oyun arasından seçilmiş olması ve de bu yıl 24.sü verilen bu ödülün, tarihinde ilk kez İstanbul dışında bir kuruma verilmesi. Bu bizler için, kentimiz için büyük bir onur. Tabii ki değerli yönetmenimiz Sn. Prof. Mehmet Birkiye başta olmak üzere, tüm tasarımcılarımızın ve sahne üstünde, arkasında emek veren tüm ekibimizin bu büyük başarıda emeği var. Ancak kıymetli hocamızın modern bir Çehov yorumlaması, çağımıza uyarlaması, başarının baş ögesi oldu diyebilirim.

2023 ve 2024 yılı içerisinde bizleri ne gibi projeler bekliyor? Halkı tiyatroyla daha çok buluşturmak adına ne gibi hedefleriniz, planlarınız nelerdir?

Türk Tiyatrosunun zirvesine çıkabilmek çok zor ve önemli, ama daha zoru ve önemlisi orada kalabilmek. Bu bilinçle, bu sezon çok özel ve büyük prodüksiyonlarla seyircimizle buluşturmayı hedefliyoruz. İlk etapta, Oda Tiyatromuz'da "Hiç Kimsenin Öyküsü" oyununu usta yönetmen İskender Altın rejisiyle izleyeceğiz. Hemen arkasından bizlere büyük başarı yaşatan "Vişne Bahçesi" oyunumuzun yönetmeni Sn. Mehmet Birkiye rejisiyle, Tolstoy'un dünyaca ünlü eseri "Savaş ve Barış" büyük bir prodüksiyon olarak seyircimizle buluşacak.

Çocuk oyunu olarak, pandemi için özel yazdırdığımız "Yaramaz Notalar" adlı oyun, bu güne adapte edilerek Sn. Ozan Şahin tarafından sahnelenecek. Ülkemizin deprem gerçeğini baz alarak, büyük bir prodüksiyon olarak sahneleyeceğimiz ve benim rejilendireceğim "Sinan" oyunu seyircimizle buluşacak. "Çöp Atlas"ta yakaladığımız başarıyı bir üst seviyeye taşıyabileceğimiz, kuklalar ile sahne alacağımız ve yabancı bir yönetmenle projelendireceğimiz "Ormanya Müzikali" dev bir prodüksiyon olarak seyircimizle buluşacak.

Tabii ki, önceki sezonlarımızın ilgi gören tüm oyunları, bu sezonumuza eşlik edecek. Bu sezonun en büyük projesi ise alt yapısını hazırladığımız, son detayları üzerinde çalıştığımız "Tiyatro Okulu" olacak. Kısmetse Ocak ayında kentimizi Tiyatro Okulu'muzla yeni bir heyecan saracak.

Yeni oyuncu adaylarına ne tür tavsiyelerde bulunursunuz?

OYUNCULUK BİR BİLİMDİR; DUYGU, MANTIK VE BEDEN KULLANIMININ BİR BÜTÜNÜDÜR. KONSERVATUVARDA ALDIĞIMIZ OYUNCULUK EĞİTİMİNİN TEMEL ESASLARI, BİR ROL İÇİN HAZIRLANIRKEN BAŞVURDUĞUMUZ İLK ÖĞELERDİR. BUNA SAHNE TECRÜBESİ, YAŞAM GÖRÜŞÜ VE TİYATRO AŞKI EKLENİR. DOĞRU YÖNTEMİ, NEREDE, NE ZAMAN VE NEDEN SORULARININ CEVABIYLA ÖRTÜŞTÜRDÜĞÜNÜZDE, YAPTIĞINIZ İŞİN BAŞARIYA ULAŞMAMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR. GENÇLERE DE EN BÜYÜK TAVSİYEM, DOĞRULUKTAN ŞAŞMAMALARIDIR. SAYGI VE SEVGİLERİMLE.

0 Yorum

Yorum Alanı

Lütfen gerekli Alanları Doldurunuz *